Halk eğitimi tarihi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Halk eğitimi tarihi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Ocak 2012 Cuma

Türkiye'de Halk Eğitimi'nin Tarihsel Gelişimi



A - Cumhuriyet Öncesi
    1860 - Osmanlı Bilim Derneği,
    1864 - İslam Öğretim Derneği,
    1869 - Beşiktaş Bilim Derneği,
    1910 - İttihat ve Terakki Fırkası,
    1911 - Öğretmen Ethem Nejat'ın Bildirisi,
    1914 - Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu'nun Konferansları


B - Cumhuriyet Dönemi
    1924 - Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Eğitim Birliği Yasası),
    1927 - Halk Derslikleri,
    1928 - Millet Mektepleri (Ulus Okulları),
    1932 - Halk Evleri,
    1936 - Köy Eğitmen Kursları,
    1942 - Köy Enstitüleri


Cumhuriyet öncesi dönemde kurulan gönüllü dernekler, gece kursları, konferanslar düzenleyerek halka, kur'an, hesap, okuma - yazma, saymanlık, coğrafya ve tarih konularında dersler vermişlerdir.


İzmir Öğretmen Okulu müdürü Ethem Nejat, çocuğun eğitimi ile halkın eğitimi arasında sıkı bir ilişki bulunduğunu açıklamıştır. Halkın cahil, tutucu olması, boş inanlara bağlı bulunması nedeniyle, çocuğun iyi yetişmesinin, olağanüstü bir ilerleme için, özlenen çevreyi yaratamayacağını ileri süren Ethem Nejat, Halk Eğitimi konusunda aşağıdaki önlemlerin alınmasını gerektiğini söylüyordu :


  • İlköğretim Müfettişlerine konferanslar verdirmek,
  • Sinema'dan ve projeksiyon makinelerinden yararlanmak,
  • Gezici halk okulları açmak,
  • Sosyal faaliyetlerden halkı eğitmek için yararlanmak,
  • Eğitim müzeleri kurmak,
  • Aydınlardan "danışma kurulları" oluşturmak.
Tanınmış eğitimcilerden Baltacıoğlu, 1914'te ki bir konferansta, bir ülkede halk eğitimi kurulmadıkça, yalnız birkaç düşünürün, aydının isteğiyle, görüşüyle, ilerlemenin doğması, başarılması olanağının bulunmadığını ileri sürmüştür.


Cumhuriyet döneminde de ilk olarak, 1924 yılında, Milli Eğitim Bakanı İsmail Sofu bir genelge ile eğitimin her yaş ve sınıftaki halka yönelmesini, halk - okul - öğretmen arasında sıkı ilişkiler kurulmasını istemiştir. Buna karşılık Nayman Kaymakamı Feyzullah Sacit Ülkü bakanı eleştirerek genelgenin "Müphem, umumi ve hayali" açık, belirli ve uygulamadan yoksun olduğunu belirtmiştir. Çözüm olarakta, yeter ölçüde ön çalışma yapılmasını, buna göre bir tasarı geliştirilmesini öğütleyen Ülkü, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı bir "Halkı Aydınlatma Genel Müdürlüğü" kurulmasını öneriyordu.


1927'de Halk Derslikleri'ne, hiç okuyamamış, geri kalmış ya da istediği öğrenim aşamasına erişememiş olanları, temel yurttaşlık bilgileriyle donatmak, ulusal kültür ve ülküyü güçlendirmek görevi verildi.


Atatürk önderliğinde girişilen Millet Mektepleri (Ulus Okulları) hareketinde, köylerde 12-45, kentlerde 16-45 yaşları arasındaki kadın- erkek tüm yurttaşların okuma yazma belgesi alması zorunlu kılınmıştır. Bu okullar "gezici" ve "durağan"dılar. Okulu olmayan yerdeki okullar gezici sayılıyordu.


Devrimleri yaymak, kökleştirmek, halkı toplumsal, kültürel açıdan geliştirmek amacıyla kurulan Halk Evleri, CHP'ye bağlıydı. Çok partili sisteme geçilmesiyle birlikte 1951'de Halk Evleri kapatıldı ve malları Hazine'ye devredildi. 1960'tan sonra Halk Evleri yeniden canlanacaktır. Halk Evleri'nde 9 kol bulunurdu :


  1. Dil ve Edebiyat kolu,
  2. Güzel Sanatlar kolu,
  3. Temsil (Tiyatro) kolu,
  4. Spor kolu,
  5. Sosyal Yardım kolu,
  6. Halk Derslikleri ve Kurslar kolu,
  7. Kitaplık ve Yayım kolu,
  8. Tarih ve Müze kolu,
  9. Köycülük kolu.
Köyü yine köy kökenli önderler aracılığıyla kalkındırmaya yönelik Köy Eğitmen Okulları ve Köy Enstitüleri hareketi, halk eğitimi alanında etkili olmuştur. Köy halkının kültürünü yükseltmek, köyün ekonomisini geliştirmek öğretmene yüklenen görevlerin başında geliyordu. Köy Enstitüleri'nin öğretmen yetiştirmekten farklı yönü, ihtiyaç duyulan nitelikli eleman (ziraatçı, ebe, sağlıkçı vb.) yetiştirilmesidir. Enstitüler 1951'de kapatılarak Öğretmen Okulu'na dönüştürüldü.